13 Ocak 2013 Pazar

Leyla İpekçi - Başkası Olduğun Yer


Leyla ipekçinin daha önce kitabını okumamıştım. Gazetedeki yazılarını da zorlasam da okuyamıyorum. Sürekli başlıyor yarım bırakıyordum. Söz arasında arkadaşa yazılarını okuyamadığı söyleyince bu kitabını tavsiye etti. Tavsiye etmekle kalmadı kendi kitabını verdi okumam için. Bende sanki kendi kitabım gibi aldım geri vermedim. Neredeyse bir aydır elimde okunmayı bekliyor. Aldığımda 20 sayfalık bir başlangıç yapmış ama çok sıkıcı bulmuştum. 


Yeni yılla birlikte elimdeki kitap kulesini eritmeye karar verince ince kitaplardan başlayayım dedim. İki kitabı birlikte okuyarak eş zamanlı kitapları bitirdim. Biri ne kadar ağır, ötekide tam tersi bir çırpıda bitti. 
Kitabın üzerine roman yazıyor ama romandan çok felsefi bir yanı var. Anlaya bilene pek çok şey öğretebilecek bir kitap. 
Altı çizilecek pek çok satır vardı. Emanet olunca her durumda kenara yazamayacağım için çok fazla alıntı yapamadım. Yapsam da buraya yazmakla uğraşır mıydım? Sanmam. Amaç siz sevgili karilerim merek etsin okusun diye :) yoksa üşendiğimden değil. 

Yazım normalde de berbattı zaten sürekli net başında tık tık tuşlamaktan kalem nasıl tutulur unutmuşum. O yüzden yazı yazma kararı aldım. Daha düzenli bir şekilde kitap notları tutacağım. Maksat kazanılmış alışkanlıkları kaybetmemek. 

Kısa alıntı

Nedir insanlığın büyük buluşu? Hiç akıllara gelmeyen bir var oluş imkanı?
İlahi adaleti bu dünyada arayanlar korkaktır, korkaktırlar çünkü dünyayı böyle kutsamakla, gerçeklik sezgisi bir doğma gibi dehşete düşürüyor onları. 

Eskimiş bir erdem sizce neye benzer.

İçinde öldürme sahnesi olmayan filmler film demeyenler var. 
(bu satır benim içindi :( film kahramanı ölmeli ki filmi beğeneyim) 

Kıymeti başka yerde arıyorsun, belki nesnelerin ta içinden duyulan cılız bir seste, belki nesne öncesi zamanlarda. İhtiyar bir babaanneye inen meleksi bir dokunuşta belki.

Başkalarının acısına böylesine  yabancıyken büyük ön sözler, süslü kapak sırtları iyi kitap yazılabilir mi sanıyorsun?

Sen dünyanın gerçekliğine parmak basıyorsun, onlar senin parmağını kibarca değdireçeğin yere hoyratça basmana takılmışlar. Dünya gerçekleri narin parmakla gösterilemez halde çoktandır. 

Ya Rabbim; Konuşmak istemiyorum. İstemiyorum izzet tacımı kaptırmak. Bir şeyler beklemek ondan bundan. Oyalanmak. Kendimi anmak istemiyorum her duyduğum hikayede. Ne de dünyayı içine alan her acıyı dışlayarak bakmak aynaya. 

Ya Rabbim; dursun bu çeşitli dillerde bahane üretme salgını; bu hınç kervanı, dursun ne olur bu yıkım konvoyu artık. Tamamen kapanmazdan önce tövbe kapısı, affettirsin baba katilleri kendilerini bize...

Kitap başlangıçta sıksa da severek okudum. Ağır bir şekilde ilerlediği için her ortamda okunmaya bilir. Kitap severlere şiddetle tavsiye ederim. Okuyunuz ve okutunuz. 

Bir kitabı okuduktan sonra başka okurlar (bloggerler ) ne demiş diye arama yaparım.  Bir iki yazı dikkatimi çekti okumak isterseniz. 
Eş zamanlı okuduğum ikinci kitap; 

Cennet İmkansız Aşk Mümkün - Onur Hınçer


Ramazam bayramı münasebeti ile sevgili Elifenin hediyesi idi. Kitaba daha önce başlamış ama yarım bırakmıştım. Bitirmek bu günlere nasipmiş. Nedense kitabın ilahi aşkı anlattığını düşünmüştüm. O yüzden olsa gerek beğenemedim. Beğenen muhakkak vardır. Zevk meselesi diyelim.  

Keyifli okumalar.

2 yorum:

  1. leyla ipekçi ilk defa duyuyorum adını, hangi gazetede yazıyor? alıntılar hoşuma gitti.
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman gazatesinde yazıyor. Yazılar genel olarak siyasetle ilgili. Gazatede düzenli olarak takip ettiğim yazarlar olsada leyla ipekçiyi okuyamıyorum Allahtan hergün yazmıyor. Kitabı beğendim biraz ağır olsada okunmaya değer.

      Sil

Sizden alalım bir fikir....