Kitap babamın. Babam tarih kitabı okur, herkesinde kendi okuduklarını okuyup, tastiklemesini bekler. Onun zevki dışında okunan tüm kitapları boş iş olarak algılar.
Uzun zaman önce babamın kitaplarından kendi okuyabileceklerimi ayırdım. İçlerinde bu kitap yoktu o ayrı dava.
Okuma şenliği kapsamında yazarın yada karakterin adı ile aynı ad yada soyadı taşıma şartı olunca okuyayım dedim. Hatta daha önce okumaya niyetlendim ama okumadım. İyiki de okumamışım. İsteksiz okusam kesin beğenmezdim.
Ablam yüksek lisans için özel bir üniversiteye başvurdu. Çarşamba günü İngilizce sınavı vardı. Ablam sınavda iken bende kitaba başladım. Sessiz bir yer ( bildiğiniz mezarlığın içi) rahatça kitap okudum. Bir ara ablamın arka kapıdan çıkıp gitmediğini düşünmedim değil :) 10 da girdiği sınavdan 12'ye çeyrek kala çıktı. Yanımda anne kız vardı. Bende ablamı bekliyorum dedim kız ''ben dolaşırken ablanızı gördüm önlerde oturuyordu'' dedi. Biz çok dikkat etmesek de birbirimizi benziyormuşuz.
Kitap oldukça sürükleyici. Yatıyorum kalkıyorum elimde. Bugünde son 75 sayfası kalmış uyandığım gibi okur bitiririm diyordum ki ablam ''benle okula gel'' dedi. Yedeklerde ikinci sırada ''gidelim konuşalım burs istemiyorum ama beni alsınlar diyelim'' dedi.
Okulun içinde ilerliyoruz Arap bir kız selam verdi ''kardeşler'' dedi. Bizde evet kardeşiz dedik. İnsanlar nelere dikkat ediyor diye düşünürken ablam '' kız Türkçe pratik yapmak için selam verdi, -ler -lar çoğul ekini öğreniyor galiba'' dedi. Gerçekten insanlar farklı farklı şeylere takılıp kalıyor yada algıda seçicilik mi demek gerek.
Kitap 550 sayfa, 3 günde okudum.
Orta Asya Türklerinin yeme içme alışkanlıklarını, inanışlarını, yaşayışlarını kısacası yaşam mücadelesini anlatıyor. Daha önce Şamanizim üzerine kitap okumuştum. Akademik araştırma şeklinde başlık başlık ayrılması güzeldi ama aklımda hiçbir şey kalmadı. Roman içinde okuyunca daha bir kalıcı oluyor.
Eski dönemleri anlatsa da günümüze de ders veriyor. Çinlilerin Türk kültürünü unutturmak için yaptıkları düşünülünce bugünde benzer olayların yaşandığını görüyoruz.
Kitabı anlatmam gerekirse Çin boyunduruğunda yaşayan Türk boylarını birleştirmek tek bir kehanete bakıyor. Gözü bir kuş tarafından çıkarılan şaman intikam için ortaya laf atıyor, yaşlı bir destancı da tüm Türk obalarına bu kehaneti yayınca dağınık Türk obaları bir sancakta toplanıyor. Toplanana kadar çok çan yanıyor, ağır bedeller ödeniyor o ayrı dava.
''En hızlı yayılan virüs; fikirdir'' diye boşuna dememişler.
Resim yüklerken sorunlar yaşadım. Daha canlı resimler yükleyecektim olmadı. Bu resimde normalde düz ama buraya gelince asilik yapası tuttu. Mini halı yanlış hatırlamıyorsam İran'dan gelmişti. Kitap boyunca atlardan bahsedilince paylaşmadan edemedim.
Kitap uzun, yazılar ince ama konu akıcı olunca zorlanmadan okunuyor. İmkanınız varsa okumanızı tavsiye ederim .
Keyifli okumalar.