11 Ocak 2017 Çarşamba

Eğri Kemer & İstanbul'da Kar

İstanbul da kar denince akla trafik, internet ve elektrik sorunları gelse de arada güzel şeylerde oluyor. Misal deyip uzun uzun liste  yapacağım desem, liste yaparak bilgim yok. En iyisi tek yer ile sizi oyalayayım.
Size daha önce bu siteden bahsetmiştim.
Eski fotoğraflar, gravürler, haritalar...

İki satırda  ''eğri kemere gittim'' diyecektim olay bitecekti, bitmedi. Sınırlı zamanda o kadar çok fotoğraf çekilmişiz ki sadece manzara fotoğrafı bulmadım.  O yüzden sizi azıcık sıkacağım.
Efendim bilindiği üzere eğri kemer 1554 - 1564 yıllarında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Uzun uzun bilgi vermeyi çok isterdim ama konuya vakıf değilim.  Sırt hobi niyetine okuduğum AÖF ders kitabında Mimar Sinan eserleri adlı bir konu mevcut olsa da içeriği boş. Ben kemere gidip ''Aa burası Mimar Sinan'ın eseriydi'' diye aklıma gelince ders kitaplarının yeterli olmadığını bir kez daha görmüş oldum.
  Nette ''Eğri kemer''  araması yapınca göreceğiniz pek çok fotoğraf haricinde bir iki ekleme yapacağım.


1828 basımı bir kitap. 
İçerisinde bizi ilgilendirecek İstanbul'un mimari yapıları, su kemerleri detaylıca verilmiş. Bu arada kitabın içeriğini göremiyoruz. Kaynak olarak ''bu kitap '' demek istiyoruz.



Kemerin dikey ve yanal görünümleri, arazi yapısı ve kullanılan teraziye kadar her  şey çizilmiş. Haritalar, projeler ve daha fazlası için siteye bakarsınız, ben benim gözümden çektiklerimi eklemek istiyorum.


Altından geçip de üstüne çıkmak nasip olmayan eğri kemer. 


Hoş karda yuvarlanmaktan kemer üzerine çıkamadık ama olsun. O da başka zaman kalsın. 


Kar ile birlikte internet sıkıntısı da yaşıyoruz. Her şeyimiz internet olmuş. Olmayınca hayat duruyor.
Bir yazıyı yazmak için kaç defa niyetlendim. Ekledim, çıkardım, ne yazacağımı unuttum. Bahara kadar yazıyı bitirebilmeyi umuyorum :)






Ayvat bentine gittik demek isterdim ama sadece altından geçtik. Araç parkı ve yollar problemli idi. 




Orman içinde araç girişi belirli yerlere kadar uygundu. Bizde geç vakit diye fazla açılamadık. 


Mevcut olan kişilerin birbirine seslenme şekilleriyle kendimizi memlekette hissettik.
 '' Haunlar yolda kaldı, yardım edin'' seslerini duyunca anladık ki karadeniz insanı her koşulda ağaca ihtiyaç duyuyor. 
İşte güçte, ormanda ''bize her yer Trabzon!'' 
Bir Trabzonlu olarak  şunu söylemek istiyorum ''sizleri daha az görsem, özlesem fena olmaz.'' 



Sınırlı zamanda olsa bolca eğlendik. 
Yattık yuvarlandık, kar içinde kaybolacak konuma geldik.


Bu arada fark ettim ki çocukluğumun korkulu rüyası olan kangal korkumu atlatmışım. Hatta köpeklerle arayı yapmışım, iş yerinin köpekleri ile mutlu mesut olmasa da bir birimizi idare edecek kadar yakınlaşmışız. Kurt  kırması güzel bir köpek var iş yerinde ama eklemeyeceğim. İlişkimizi medya önünde yıpratmayacağız.
 : )


Çok ısrar etiniz madem paylaşayım. Oturunca gelip kafasını dize koyuyor. Pati veriyor, sev beni niyetine sürtünüp duruyor. 

Benim gibi hayvanları uzaktan seven birisi  için büyük gelişme. 
Net kesilmeden  benden bu kadar.
Esenkalın.





2 yorum:

  1. Fotoğraflar çok güzel. Köpek korkusunu yenmek ne kolaymış. Karda karşılaşmak gerek onlarla sanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardan mıdır yaştan mıdır bilinmez köpekler korkunç gelmiyor artık.
      Manzaralar çok güzeldi de özelimi paylaşmamak için sınırlı sayıda fotoyu sizlerle paylaştım.

      Sil

Sizden alalım bir fikir....