28 Şubat 2018 Çarşamba

Avcısını Taşıyan Ceylan - Erkan Aslan

Aklımda kitap almak yoktu genel bir alışveriş icin Şirinevlere gitmiştim.   Yolum düştükce muhakkak baktığım kitapçıda yayinevi dikkatimi çekti.  Hiç bir kitabını duymadım.  Blog aleminde seriye bağlayıp "ay bayıldım,  çok güzel" diyene de rastlamadım. Tek tük okuyan varsada reklam kokan bloglar içinde kaybolup gitmiştir.
 İş hayatımda dile dökemediğim, içimde kalan ne varsa acısını başka bir şeyden çıkaracağım, hedefimde yayinevi destekli kitap blogları var. Her canım sıkıldıkça açıp iki satır birşey okumak istiyorum  okuyamıyorum. Herkes hirbirinin aynısı!
Özetle evdeki kitaplarım biraz felsefi, populer kitaplardan da gına geldi. Keşfedilmemiş bişeylere ihtiyacım var. 
Ayak üstü yayınevi hakkında araştırma yaptım,  genel okarak olumlu şeyler görünce 3 kitap seçtim. 


Dönüş yolu trafiği sıkıntılı olunca kitabın çoğunu yolda bitirdim. 
Kalan kısmınıda iş aralarında bitirdim. 


Zaten 80 sayfa, hemen bitiyor demeyeceğim. Düşündürüyor.  Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen oldukça başarılı bir öykü kitabı. 
Genel olarak hüzünlü,  yalnız hikayeler. Kalabalık içinde sessizlikler.

Okuyunuz efendim, ilk heyecanlara destek olunuz.

Alıntılar

Meziyetim azdı,  gücüm yok. İçinde tembel bir efendi uyanıp,  uyuttu beni. Ben bile artık bilmem bana giden yolu. 

Gidildi mi gelinmez, gelindi mi gidilmez olan bu uzak'a bu kadar yakın olmak .... bir uçurumun dibinde durmak gibi

...  verilen cevap önemsizmiş, ne söylenirse söylensin zaten herkes istediğini duyacakmış gibi,  umursanmazdı dedemin bilgelik kokan bilgisizliği. 

21 Şubat 2018 Çarşamba

Kız Erkekle Buluşur -Ali Smith

Böyle bir kitap okuduğumu unutmadan not almalıyım.  
Sahi ben ne okudum.


Mitoloji, kadın hakları,  lezbiyenlik ...
Hepsinden az biraz mı? 

Hepsinden az biraz ne demek ki?
Baştan,  en baştan  başlayalım. Her şey bir toz bulutuyken kadın ekrek rolleri belirlenmişti.  Kadının seçme ve  seçilme hakkı yoktu.  
Seçme seçilme!  O ne ki?
Toplumda ikinci planda kalmaları gerekiyordu. Bunun düzenin yıkılması için çok çaba gerekiyordu.
Biz bunu cahiliye dönemi Araplarda da  görsekte tarih bunun daha eskiye dayandığını gösteriyor. 
Kitabın mit yönüde burada başlıyor. 
Kız doğup erkek gibi büyüyen İphis sevdiği kızla  evlenme halleri kurar. Toplum böyle bir şeye hazır değildir. ( Şuanda hazır olmamayı umuyorum,  henüz o kadar açık fikirli değilim. )
Aşk o kadar kutsal bir şeydir ki tanrılar dayanamaz ve kızı oğlana çevirir.

 Günümüzde birbirinden farklı karakterlere sahip iki kız kardeş üzerinden konuyu işliyoruz.

Dil akıcı zevkle okudum. Kısacık kitap olduğu içinde hemen bitti.



Kitabı tavsiye ederim, en azından dili için okuyunuz.



16 Şubat 2018 Cuma

Kazuo ishiguru - Öksüzlüğümüz

Yazarı ilk nerede duydum hatırlamıyorum.  Geçen sene nobel öncesi bir kaç kitabını indirmiştim. Bir kaç kitap indirince de hangisinden başlayacağına karar veremiyordum. Sürekli erteleyip duruyordum. Evdeki kitaplar ağır gelince indirdiğim kitaplara bakayım dedim ve buna başladım.
Kitapta günümüz ve geçmiş bir arada verilmiş.  Kitabın bir kısmını sevip bir kısmını sevemedim. Sanki iki elden çıkmış gibi. 
Biri birinin öğrencisi, yaza yaza öğrenecek. "Yaz elin alışsın yavrum" der gibi.
Kitap çok güzel başladı. Teyzesi ile yaşayan sessiz öksüz oğlumumuzun kayıp anne babasını bulmak için büyüyecek dedektif olacaktı.  Oldu da, tek olmayan kitaba adını veren öksüzlük duygusunun verilememesi.


Kafasında kurduğu hayal dünyasında kayıp anne babasının yirmi yıl boyunca bir evde saklandığını düşünür.  Düşer yollar. Yollara düşme sebebi anne baba mı, platonik aşk mı bilinmez. 
Bilinen bir şey varsa gerçekler ile kafasından kurdukları çok çok farklıdır.  
Kahramanımız o kadar dirayetlidir ki hayal kırıklığını, yıkıldığını biz göremiyoruz!
Madem şaşırmayacağın neden kitaba başka bir isim verilmemiş!

Efendim kitabı sevip sevmediğimden emin olamadım. 
Yazarın tarzından da emin olamadım.  
Başka bir kitabını okuyunca emin olurum artık. 



14 Şubat 2018 Çarşamba

Akidezadeler - bir tatlı huzur

Bu yılın ilk tiyarosu ile karşınızdayım. 
Konusunun ne olduğuna bile bakmadım.  Menekşe Abla "gelir misin?" dedi ve gittik. 



Açıkçası dönem  tarzı tiyatroları sevmiyorum.  Genelde şebeklik üzerine kurulu oluyorlar. Hep yanlış anlaşılmalar. Bundan beslenen bir hikaye. Sonda da bir ders olmazsa olmaz.

Kılık kıyafet bir dönemi temsil etsede ben oyunda bir dönem ruhu yakalayamadım.

Buna rağmen sevmedim diyemem. 120 dakika gayet eğlenceli geçti. 
Nejat Uygur'un yazdığı bir oyun beğenilmez mi?
Beğenilir efendim, beğenilir.

Fırsatınız varsa izleyiniz.

8 Şubat 2018 Perşembe

Vathek - Wıllıam Beckford

Ne yazsam ki şimdi? 
Düşünüyorum düşünüyorum ne yazsam bilemiyorum. 
Ne oldu ki şimdi bu adam durup dururken bilinmezi bilme derdine düştü.  
Açıklayın bana.


Ay yok ben size bir iki açıklama yapayım. 
Efendim malum kitap fuarı vardı aylar aylar önce,  yoksa yıl mıydı?  
Kaç güneş batmış kaç ay yükselmişti, yıldızlar bize neler söylemişti bilinmez. Bilinen bir şey varsa fuarda almış olduğum kitapları gören görevli "bu kitabı da okumalısınız" dediğidir. Rüyalar da müjdelenen anahtar bu kitap değilmiş okuyunca gördük.  


Okuyanın hayatında muhteşem dönüşümler olmasada aç gözlülüğün sonucunu görmek açısından iyi oldu.

Efendim bir Abbasi kralı var, ülkesinde güllük gülüstanlık yaşar giderken güllerin dikeni pek fena batıyor ve bilinmeyeni bilmek hastalığına tutuluyor.
Bu uğurda pek çok canlar yakıyor.  İstediği yer altı ateş Krallığına ulaşınca yaptığı hatanın farkına varıyor ama nafile.

Kitap aman aman çok da güzel değil çok da kötü değil. Emanet bulunca okuyun zaten incecik ben bir gecede okudum. 

Kitap önsözünden bir iki kitap adı not aldım. Benzer tema diye

Gilbert Keith Chesterton - Bay Perşembe
Poe -Şişede Bulunan Not
Melville - Moby Dick ( beyaz balina )
Voltaire - Babil prensesleri

Kitapların hepsini merak diyorum.

Beyaz balina ve Poe'nin bir kaç hikayesini daha öncede not almıştım. Öncelikli olarak ikisini merak ediyorum.
Bu yıl kitap almayı düşünmüyorum,  belki e kitap tabi bulabilirsem.

...


4 Şubat 2018 Pazar

Drina'da Son Gün - Faik Baysal

Bir kitapı okurken arka fonda müzik dinler misiniz? Dinlemeseniz bile bir hikaye ile ufak bir tınıyı birbiri ile bağdaştırır mısınız?


Lizeta Kalimeri 'nin bu parçasını uzun zaman önce keşfetmiştim. Şarkı sözlerini okuyunca cakkıdı cakkıdı oynama hissi versede dinlerken hüzünlü. 
 Kitabı okurken de nedense birbirlerine yakışacağını düşündüm. 

Kitaba gelecek olursak.

Kitap hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sahafta Faik Baysal görünce hemen aldım.


Yugoslavyanın dağılmasına giden süreci bir aile üzerinden okuyoruz. Benzer konuda neler okudum diye hatırlamaya çalışıyorum.  Türk yazarlardan savaş dönemi olarak aklıma incir kuşları geliyor, onuda sevememiştim. Bu kitabı severek zevkle okudum.
Bir ada hikayesini okurkende böyle zevkle okumuştum. Burada savaş dönemi anlatılıyor.  Bir ada hikayesinde ise savaş görmüş insanın ruh hali anlatılıyordu.



Yazarın dilini seviyorum, farklı bir yönü var. "Elleri sesinin rengindeydi" diye bir kitap adı düşünün.  O kitap bize hissettiklerimizi renklerle aktarsın. Mavi bir ses mesela bana güven veriyor. Pembe bir dokunuşta şefkat çağrıştırıyor. 

Bu kitapta ise pencereden bakınca gök yüzünü görmüyoruz. Küçük bir gök parçası bize camdan bakıyor.  Tamam ikisi aynı şey ama ifadeler aynı değil. 



Güzel olmayan hikaye etkileyici bir dille aktarılmış.  Okumanızı tavsiye ederim. 

1 Şubat 2018 Perşembe

Monokrom

Bayılırım siyah beyaz kıyafetlere. Özellikle çizgili olacak ama çizgi genişliği göz yormayacak. 
Siyah beyaz puantiyede severim. Elbisem var etekleri uçuş uçuş üstüne giydiğim ceket eskidi yerinede yeni bir şey beğenipde alamadım.  Dolabın kuytusunda kaldı güzelim elbise. Üstünede siyah beyaz puantiyeli şalım var ama bir birilerini boğmuyorlar. 

Dekorasyon programları izledikce siyah beyaz uyumunu kiyafet dışında hemde düz çizgi olmadan da kullanılabileceğini gördük.  Sonradan öğrendim ki bunun bir adı varmış.  
Neden olmasın ki?
Japonya da yürürken kitap okumanın özel bir adı varmış.  Eski Arapçada da devenin önünden geçen hamile kadına  daha doğrusu bu ikili duruma verilen bir isim varmış. 

Bu tarz durunlara isim verilirde iki rengin bir arada kullanılmasına isim verilmez mi?
Verilmiş bile.
Monokrom.
Bazı kaynaklarda gri ve tonları, bazılarında siyah beyaz, bazısında ise iki zit rengin birlikte kullanımı olarak tanımlanmış.
Ağırlık siyah beyaz üzerine olduğu için ve de  ikisinin uyumuna bayıldığı için bu yoldan ilerleyeceğim.



Sağdakine bayıldım.  Ben giysem değirmen taşı gibi olurum o ayrı dava. 



Sakın böyle kombin yapmayın. Deli kızın ceyizi gibi, bulduğunu geçirmiş üstüne. 




Böyle zarif olun.

Ev dekorasyonunda siyah beyaz uyumu kullanılmaya başlandı. Bana biraz ruhsuz geliyor,  ev gibi hissettirmiyor. Çok renklide sevmiyorum ikisinin arası  gri, beyaz  ve pembe uyumu  tam benlik.  En cırt pembe üstelik :)


Güzel ama çok renksiz. Birazda göz yorucu.


Duvarlara yazılı tablo asmayı sevmiyorum.


Tek parça detay,  gayet şık olmuş. Perdelerde az biraz renk olabilirmiş. 

Komidine bayıldım üstüne pembe bir obje koydum mu tam benlik.
Duvardaki damalar güzel olmuş.  
Aydınlatmalar renkli olabilirdi.


Perdeyi sevmedim. Onun yerine duvarda pembe bir pano olabilirdi. Yinede en sevdiğim bu oldu.

Resimleri uzun zaman önce saklamıştım, hangi sitelerden aldım hatırlamıyorum. 

Herkes gibi bende yazıp yazıp bırakıyorum.  

Halihazırda bir sinema filmi,  bir kitap, dizi ve tatlı tarifim var düzenlenmeyi bekleyen. 

Kaç tane taslağınız düzenleme bekliyor ya da  en eski tarihli taslağının ne zamandan kalma?

 Bir silkelenelim bakalım neler çıkacak.