3 Temmuz 2013 Çarşamba

Düğümlere Üfleyen Kadınlar - Ece Temelkuran

 Yazarın okuduğum ikinci kitabı.
 Geçen sene muz seslerini okumuştu. Aklımda kayda geçsin'i okumak vardı. Belki yaz sonu bu kitabı alırım diyordum. İkinci el tezgahında görünce hemen aldım. Biraz kirli idi sileyim derken parçaladım. Sağı solu dökülmesin diye pek kibar okudum kitabı (mı acaba? ).


Kitap hakkında az buçuk bilginiz vardır. Ben özet geçeceğim. 

Mısırlı bir akademisyen, Tunuslu bir danscı ve Türk gazetecinin yolları bir otelde kesişir. 
Hayatımız pek sıkıcı gelin hiç tanımadığımız bir kadının peşinden Orta Doğuyu dolaşalım derler ve hemen valizlerini toplarlar.  
Tabi ki sıkıldıkları için değil. Kendilerinden kaçmak için bir yol ararlar ve bahaneleri hazırdır. Madam  Lilaya çıkacağı yolculukta eşlik edeceklerdir.

Kimdir Madam Lila?
Fikirleri sorulmayan Esma, erkekleri kendine hayran eden Tin Abutut, yoksa ülkeler arası dolaşıp bilgi taşıyan Samira mı?
Kim olduğu önemli değil, önemli olan kadın olmak. 

Alınması gereken bir intikam ve aşılması gereken yollar vardır. Hepsinden önemlisi iç hesaplaşma. 
Hikaye gayet akıcı, ama saçma yerleri boldu. Dört tane kadının hatır işine güvenli yolculuk yapacağı nerde görülmüş. 

Hikaye üç bölümde oluşuyor desem yeri. Muhammedin mektupları, Didonun hikayesi ve yolculuk. 
Didonun hikayesi güzeldi. Bir lahit üzerinden okunuyor hissi veriyor.

Daha önceki kitapta da dikkatimi çekmişti burada pekiştirmiş oldum. Neden Türk kızı silik karakterdi. Yazar kendini gazeteci yerine koydu, mütevazi mi oldu yani. 
Nasıl gazeteci anlayamadım. Hiç meraklı değil, sorgulama yapmıyor. 
Geçerken uğramıştım gibi.
 ''Kimse kal demedi, gel diyenin ardından gidiyorum'' diyordu sonlarda.
 Sebebi o deyip teselli mi olalım.  

Başlardaki sürükleyici etkiyi sonlarda bulamasam da kitabı beğendim. 

Kısa notlar

Kendini  affediyor sağa sola sallayarak başını. Zalimler kendi zulmünü nasıl büyük şefkatle affederse öyle.

Dışarıdan görünenin aksiydi her şey. Sığınan, sığındığını var ediyordu. Korunmaya ihtiyacı var gibi görünen, aslında koruyandan daha kudretli idi. 

İnsanı en çok kendini hayal kırıklığına uğratmak mahveder. 

Başka kadınların çaresizliğine öfkelene kadınlar muhakkak kendi çaresizliğine öfkeleniyordur. 

Eğer bir kadının kendinden sakladığı bir şeyi ortaya çıkarmak konusunda bu kadar yılmaz bir kaşif isen muhakkak kendinden sakladığın bir kadın var içinde.

İnsan bir kez sınırı geçince hangi sınırları ne kadar geçeceğini kestiremiyor. 

Başkalarına benzemeyen kaderimizin kaldırabilecek kudrette miyiz?

Kadınlar, kurban olmayan kadınları kalpsiz sanırlar.

Gençliğin oyunları olgunluğun işkencesi olurmuş, bilemedim. 

Düşmana teslim olmak daha kolay. Onurun kırılır en fazla, ama seven birine teslim olursam... Esir düşerim. 

Benden bu kadar. Kalın sağlıcakla.

9 yorum:

  1. Ece Temelkuran favori yazarımdır benim ama Muz Sesler'ni pek sevmemiştim. ondan önceki tüm kitaplarına bayılırım. Çıkar çıkmaz aldım ben de bu kitabını ama nedense aynı hızla okuyamadım, bir süredir elimde, merak ediyorum, hikayesi değişikmiş aslında ama okumada hala oteldeyim ben.

    iyiy okumalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Otelden bir çıkabilseniz yolculuk hemen bitecek :)

      Sil
  2. ben bu kitabı bitiremedim ne yazık ki :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akıcı aslında hemen bitiyor.

      Sil
    2. yok tatlım yaa bitiremedim hatta 2 gün önce bir post yayınladım bu kitapla ilgili :)
      beni sarmadı nedenseee :/

      Sil
  3. ben de merak ediyorum bu kitabı, ismi ilgimi çekiyor nedense, elime geçerse okuyacağım, yorumunuz da merakımı arttırdı zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yolculuk mesafesini biraz abartılı olsada güzel bir kitap, tavsiye edebilirim.

      Sil
  4. taa ne zaman okunmuş , ama blog sağolsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blog yazmayı bu yüzden seviyorum, unutturmuyor :)

      Sil

Sizden alalım bir fikir....